ETİMESGUT BÖLGESİ
“-Etimesut Köyünün bir İsviçre köyünden ne farkı var? İçinden asfalt yol geçiyor. Elektrik, ahır kapılarına kadar sokulmuştur. Tarlalarının ortasında, demiryol rayları ile sulama kanalları birbirine karışıyor. Yukarı meydanlığına bir Hollanda mektebi oturtulmuştur. Onun arkasında akasya korusu iki tepeyi kaplamaktadır. Dispanseri var; oteli var; çarşısı var. Soruyorum size, Etimesut Köyünün bir İsviçre köyünden ne farkı var?.
-Etimesut köylüsünün bir Van köylüsünden ne farkı var? Kışın yakmak için o da ineklerinin gübresini kurutuyor. Evinin bir tarafını büyülteceği zaman, o da, kara kerpiç yuğuruyor. O da kaşınıyor. O da avucu ile bulgur yiyip ot üstünde yatıyor. Karşısındaki Ergazi Köyü ona değil, o yavaş yavaş Ergazi Köyüne dönüyor.”
Falih Rıfkı Atay (1998) Eski Saat, TC Kültür Bakanlığı Yayını, Ankara; 419.
ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ’nin en batı ucunda da Etimesgut Numune Köyü bulunmaktaydı. Hilal-i Ahmer (Kızılay) Ana Anbar ve Depolarına yakın durumdaki stratejik konumuyla köy, Ankara’ya hem demiryolu, hem de karayolu ile bağlanmaktaydı: Hemen yanıbaşındaki günün en ileri haberleşme teknolojisinin simgesi Radyo Verici İstasyon ve Antenleri ile, yine kuruluşuna Atatürk’ün öncülük ettiği Türk Hava Kurumu Etimesgut Türkkuşu Tesisleri ve kuzey yönünde önündeki geniş arazileri sulayan Ankara Çayı gibi (dönemin haritasında Tatlı Kuyu, Acı Kuyu, Hacımehmet Çeşmesi [Kuru], Sulular Toprağı benzeri notlarla döneminde çok önceliği olan) diğer stratejik değerlere de dikkat çekiyor. 1956 yılında kurulan Ankara Şeker Fabrikası, köyün ilk sakinlerini oluşturan muhacir köylülere dağıtılmış olan ortak kullanımlı tarım arazilerine yerleşmesiyle işletmeye açıldı: Bu dönemde genç kuşak muhacirlere verilen iş vaadi, konuyu ‘sihirli’ biçimde çözmüştü. Köyün yerleşim planı, 1928 yılında, Ernst Arnold Egli tarafından tasarlanmıştı. Bu ilginç tasarımla; yüzyıl sonu ve başı göçlerine uyarlanan ‘göçmen köyü’ prototip planlarıyla uyumlu biçimde, 1000’er metrekarelik (birer dönüm) arsalar içinde, 52 parselde 52 adet sade tasarımlı, standart üretilmiş, tek katlı iki odalı kerpiç konuttan oluşan bir köy yaratılmıştı. Ayrıca çevre köy çocuklarını toplulaştıran bir yatılı bölge okulu (Etimesgut Yatı Mektebi), bir Çarşı ve ‘Han’; bir ‘Asri Hamam’, ayrıca Devlet Hastanesi (Etimesgut Sıhhat Yurdu) ile aynı yıllarda (1925) inşa edildiği bilinen bir ‘Gazi Köşkü’ (sonradan Etimesgut Nahiye Müdürlüğü) vardı.
GAZİ’nin bu uzak görüşlü katkısıyla, Ankara’daki benzerleri şehirden batıya doğru demiryolu boyunca Sincan, Samutlu (bugünkü Temelli) ve Polatlı’da kurulmuş olan bu örnek köyde, hem günün gerçekliği olan muhacir ve mübadillerin yerleştirilmesi gerçekleşiyor; hem de yine Ankara’da ortaya çıkarılmakta olan “Modern Başkent”in kuruluşunda cisimleşen modern kent kurma deneyiminin kırdaki örneklerinin sergilenmesi sağlanıyordu: evlerinde akar suyu ve elektriği olan, caddeleri altyapılı ve bakımlı; çağdaş yaşam, dinlenme, eğitim, çalışma, eğlenme, temizlenme ve beden sağlığı konulardaki örnek mekan arayışı, bu alçakgönüllü çevreye yansıdı.
NUMUNE KÖYÜ
ETİMESGUT’taki örnek köy, 2003 yılından başlayarak çok hızlı biçimde dönüştü. Sağlık Bakanlığı’na devredildikten sonra, büyük olasılıkla 1956 yılında yıkılan ve yerine bir sağlık ocağı yapısı yapılan Gazi Köşkü’nün (Nahiye Müdürlüğü; Av Köşkü) yıkılmasının, Köyün örnek yerleşimini bozan ilk girişim olduğu söylenebilir. 1980’li yıllarda bir Selçuklu hanı gibi tasarlanmış olan orta avlulu Çarşı yıkılarak yerine Kaymakamlık binası yapıldı (Ne ilginçtir ki, Nahiye Müdürlüğü yapısı yıkılınca, Kaymakamlık açıkta kalıyor tabii). 1984 tarihli Yerel Yönetim Yasası’nın getirdiği yeni kurulan Etimesgut İlçe Belediyesi için ilk akla gelen Yatı Mektebi oldu: Belediye Yatı mektebi’nin yatakhaneli, yemekhaneli, kendi işlevsel ağacı olan yapıya sığmaya çalışırken yapının dönüşüm geçirip tahrip edilmesinin önü açıldı. (Mamak Belediyesi de yine aynı zaman aralağında yine Egli’nin Cebeci’deki Musiki Muallim Mektebi’ne (MMM; Konservatuvar), aynı şekide ağır hasar vermişti. Belediye’ye dar gelmesi sonucunda boşaltılarak dört beş yıl boyunca kendi kaderine terkedilen Yatı Mektebi, Sağlık Bakanlığı’na devredildi ve 2011 yılında tadil edilmiş olarak Etimesgut Devlet Hastanesi’nin bir birimi olarak kullanılmaya başlandı. 2010 yılında ‘Asri Hamam’ yıkıldı; zaten 2007 ile başlayan hızlı ‘dönüşüm’, parsellerde ‘yap-sat’ usulü apartmanların yapılaşmasına ve merkezdeki 52 konutun hızla yokolmasına yolaçtı. Bugün yalnızca sağlık yapısı olarak kullanılan Yatı Mektebi, henüz dönüşmemiş olan Han (otel) ile Yol kenarında yıkılmadan ayakta durmayı sürdüren ‘Elektrik Trafosu’, örnek köyün varlığına ilişkin kanıt oluşturmayı sürdürmekteler.
1. İstasyon Yapısı (1929)
2. ‘Asri Hamam’ (1929)
3. Yatı Mektebi (1930)
4. Devlet Hastanesi (1925)
5. Gazi Köşkü, Çarşı ve Han (1925; 1928)
6. Ahi Mes’ud Höyüğü (Frig ve Hitit çağları)
7. Radyo Verici İstasyonu ve Antenler
GAZİ KÖŞKÜ
GAZİ KÖŞKÜ, İstanbul Yolu ile Etimesgut Yolu arasındaki bağlantının tam karşısında, kuzeye açık biçimde konumlanmıştı (Plan’da No 5). SAĞLIK BAKANLIĞI’na devredildikten sonra, büyük olasılıkla 1956 yılında yıkılan ve yerine bir sağlık ocağı yapılan Köşkün yıkımı, Köy’ün örnek yerleşimini bozan ilk girişim oldu. Bugünkü Eryaman-Etimesgut karayolu, o yıllarda tam Köşkü eksenine alarak bağlanıyordu, bugün de öyle. Köşk daha sonraları Nahiye Müdürlüğü olarak kullanılmıştı. Atatürk Orman Çiftliği’nin batısındaki arazi çalışmalarını buradan yönettiği bilinen Gazi, köşkte ara sıra dinlenir ve zamanının büyük bölümünü çalışarak geçirirdi. Yapı Av Köşkü olarak da bilinmekle birlikte, avlandığına ilişkin bilgi bulunmamaktadır.
Kuzeyden Güneye Bakış: Tam eksende Gazi Köşkü; onun arkasında Devlet Hastanesi ve Radyo Telsiz Antenleri; sağ kolda tam cepheden Yatı Mektebi (1930). Yatı Mektebi’nin önünde, köy evleri bahçeleri içinde, müştemilatları ile birlikte görülüyor. Foto Özel Arşiv: AC
ASRİ HAMAM
ETİMESGUT’taki iki katlı ‘Asri Hamam’ (Plan’da No 2), erkek ve kadın bölümleriyle AOÇ Merkez Bölgesi’ndeki hamamın kırsal karşılığı gibiydi. Çağdaş temizlik, arınma ve dinlenme, beden ve ruh sağlığı arayışının karşılığı olan mekan, 1960’lı yıllarda Himaye-i Etfal’e (Çocuk Esirgeme Kurumu) devredilmesiyle bir çöküş dönemi yaşadı. Kurum yapıyı iki lojman olarak tadil ederek kullandı: Bu kullanım 2000’li yılların başında sürerken, hızla dönüşüm geçiren ve ‘yap-sat’ üretim baskısıyla dönüşen Etimesgut Numune Köyü parsellerinin yenilenmesine katılarak 2010 yılında ‘birdenbire yıkıldı. AC