ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ bunca zamanı ince ince işlenerek oluşturulmuş, tek tek ağaç ağaç, çiçek çiçek, işletme işletme, adım adım ortaya çıkmış iken, 2010 sonrası Büyükşehir Belediyesi’nin elinde, üstelik de çoğunlukla ‘karadüzen’ biçimde, yani projesi önceden çizilmeden, arazide iş başında ölçülerek bir trafik yolları açılması darbesine uğramıştır. Eski yolların, onlar içi harcanan, 50-60 yıl öncesinin teknolojisiyle harcanan emeğin, hiç mi hiç önemi yoktur. Zaten ‘yer’, hemence yaratılabilecek bir şeydir. Yolun ise önemi daha da azdır; yalnızca “Yol Medeniyettir!” sloganları eşliğinde hatırlanır. 15metrelik yolu 40 metre yapıverirsiniz olur biter. Genişleyen yol enleri, doğayı değiştirirmiş; tarihi bir sitten geçiyormuş; hatta, ezdiği ve tahrip ettiği tarihi sit ile herhangi bir ilişkisi yokmuş; neredeyse üzerinden geçtiği mekana hizmet vermeyecekmiş; hiç umursanmaz.
BU FOTOĞRAF TOPLAMI, acılı bir sürecin ürünleri. Hiç de medeniyet getirmişe benzemeyen yol, geçtiği yerde florayı ve faunayı, bitki ve hayvan örtüsünü yokediyor. Yolun kendisi, Atatürk Orman Çiftliği olan alanı ‘azaltıyor’; niteliğini değiştiriyor; gelecekte ‘yol’ olmakla ilgili olan özellikler de düşünüldüğünde, geçtiği alana hava kirliliği, CO2 gazı, kükürt ve karbon taşıyacağı konusunda ‘söz veriyor’! Bu vaadlerin “AOÇ’nin Vaadleri” ile bir ilgisi ve yakınlığı olmadığını eklemek abes!
2014 yılında başladığımız “Suç Mahalli” adlı çalışma, AOÇ’nin nesnesi olduğu büyük bir dönüşüm sürecinin farklı ölçeklerdeki etkilerini araştırmak ve fotoğraflarla belgelemek amacını taşıyor. Farklı problem tespitleri sunan her bir fotoğraf albümü, yapma biçimlerindeki umarsızlığa dikkat çektiği kadar, AOÇ’ye yapılan haksızlığı da ortaya koyuyor. Fotoğraflar, AOÇ’deki süregiden yıkımı tüm açıklığı ve vahşiliği ile anlatmayı hedefliyor.
ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ’nin Ekim-Kasım-Aralık 2013 tarihlerinde tanıklık edilen yol inşaatları fotoğrafları ve kamera kayıtları, SUÇ MAHALLİ kanıtlarının ta kendisi!