AÇIK ALAN KULLANIM KÜLTÜRÜNÜ AOÇ VE DÜNYA PARKLARI ÜZERİNDEN YENİDEN DÜŞÜNMEK
Atatürk Orman Çiftliği’nin açık alan potansiyeli, çeşitli dönemlerde yazılmış kent planı raporlarında olduğu kadar birçok akademik araştırmada da ele alınan bir konudur. AOÇ alanının bütününün rekreasyon alanı olarak ele alınması ise öncelikle bir koruma alanı olması, tarımsal potansiyeli ve tarıma dayalı sanayi faaliyetleri göz önüne alındığında kabul edilememektedir. Diğer yandan AOÇ’nin kuruluşunu takip eden yıllarda, kentin rekreasyon ihtiyacını karşılayan, tüm gelir ve kültür gruplarından kentlinin bir araya gelmesini sağlayan, bu sosyal bütünleşmeyi sağlarken kentliye üretim mekanlarını tanıtan ve üretim kültürünü özendiren bir yer olması AOÇ’yi dünya ölçeğinde eşsiz yapmaktadır. AOÇ’nin potansiyeli ve vaadleri, elbette, tek başına dünyadaki kent parklarıyla veya endüstri- kültür alanlarıyla eşit değerde tutulamamaktadır. AOÇ bu iki farklı açık alan kullanımını fonksiyon olarak taşıyabilecek ayrıca tarımsal üretim ve tarıma dayalı sanayinin gerçekleşebildiği bir alandır.
Berivan Polat’ın Arch 714 dersi kapsamında yaptığı çalışma AOÇ’nin rekreasyon potansiyelini ve değerini anlamak için karşılaştırmalı bir değerlendirme sunmaktadır. Çalışmaya konu olan parklar alan büyüklüğü, park programı, erişim, trafik ve tarihçe açısından karşılaştırılmıştır. Karşılaştırmaya konu olan parklar hem orman niteliği taşımakta hem de tarihi değerleri nedeniyle koruma alanı statüsünde bulunmaktadır. Çalışma, AOÇ’nin dünya parklarına oranla alansal büyüklüğünü ortaya koymakla birlikte AOÇ alanı ve Türkiye’deki parkların yönetiminin, aktivite ve açık alan programlarının yeniden düşünülmesi gerekliliğini de gözler önüne sermektedir.
SELİN ÇAVDAR